"Neden beni kaybetmekten korkuyorsun demiştin, gördün mü şimdi neden?"
Bazen ne yapacağımı bilemediğim bir an geliyor ki elim ayağım birbirine dolanıyor, dilim tutulup kalıyor, bakışlarım yere odaklanıyor. Gözlerine bile bakamıyorum. Bazen öyle bir an geliyor ki gelen geçenden ziyade kalanlar acıtıyor canımı. Canının sıkkınlığı benimde canımı sıkıyor, düşen yüzün beni düşürüyor önüme çıkan her uçurumdan. Ayağım taşa her takıldığında tökezliyorum, normal zamanda beni titretmeyecek rüzgâr içimi donduruyor. Bazen bazen seni kendime benzetmekten korkuyorum. Bana benzeyip her şeyi boşlamandan, hiçbir şeyi kafaya takmamandan korkuyorum. Seni kırmaktan, seni üzmekten, seni kızdırmaktan ölüm gibi korkuyorum. Korkuyorum işte senin saçını uçuşturan rüzgârın beni bir kor gibi kasıp kavurmasından. Gözünden düşen bir damlanın beni boğmasından… Öleceğimden korkmuyorum, ölüp seni üzeceğimden korkuyorum. Kendimden o kadar eminim ki senin bir gün gitmenden korkuyorum. Sensiz kalmaktan, sensiz yine sessizliğe bürünmekten, tekrar döner gelirsin diye dünyaya küsmekten korkuyorum.
Ama bütün korkularım bir yana, sen olan benliğimin yitip gitmesinden korkuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder