22 Şubat 2016 Pazartesi

ÇAY İÇSEK YA BİZ

Karşılıklı oturup çay içsek ya biz ne gerek var yakıp yıkmaya.
Bi çay demleyenim bile yok yurdun kantini dışında
O da bayat çayları kakalıyor inadına.

(03/06/2013 tarihinde kaleme alınmıştır.)

'aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim.
küfürler saçıp etrafa,belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı.
yokluğuna alışmamalıyım..'
| Tarık Tufan

GEREK YOK GÖZÜNÜN GÖZÜME DEĞMESİNE

Gözünün gözüme değmesine gerek yok içimde fırtınanın kopması için. Sen bana seslensen adımı bile demesen yeter beni bende bitirmene. Bende kıyamet koparman o kadar kolay ki bir tebessümün bile kâfi ruhumun bu tenden uçmasına. Sen bana baksan hep –ki en büyük nimetimdir- ben de sana öyle dalsam serin bir denize girer gibi. Ben sende bütün geçmişimi bir kalemde sildim attım. Ne varsa geçmişte hatırlanmayacak kadar uzaktalar hep. Sen benim oldun ya bana yar dedin beni sevdin ya isterse bütün dünya yüklensin şu zayıf omuzlarıma Atlas bile gıpta eder bendeki bu gücü gördüğünde. O bile şaşar hiç şikâyet etmeden bu yükü omuzlamama. Sen benim ömrüme doğan bir güneş gibisin hiç batmayacak olan. Sen gecemin aydınlığısın ruhumu karanlıklardan kurtaran ışıksız bırakmayan. Sen bensin bana yeni bir ben kazandıran. Öyle ki sen ey sevgili göğüs kafesimin ortasında durmadan çarpansın. Her şey terk etse beni dostlarım, ailem, işim ve ömrüm boyunca değer verdiklerim sen bile terk etsen gitsen, yine de sen kalırsın benim başucumda hiç bıkmadan duran. Senin hayalin yeter seni yaşatmama –ki seni hayal etmek bile nimettir bu cılız oğlancığa-. Bir şarkı vardır bilir misin bilmem ben o şarkıyla seni yaşarım, o şarkıyla seni kendime, kendimi sana bağlarım: ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.
Ey varlığımın canlı kalmasını sağlayan, aldığım nefesim, atan yüreğim, kuru ekmeğim, tiryakisi olduğum sigaram, beni ölümsüz kılan ab-ı hayatım, gözümden akmayan yaşım, dilimden düşmeyen şarkım, yazmaktan bıkmayacağım son şiirim, narım, nurum, titreyen elim, ağrıyan dizim, vazgeçilmezim, her şeyimde var olan her şeyim sen bu ömürde var oldukça bil ki ben yaşamaktan bıkmayacağım ve bil ki ceylan gözlüm, ahu bakışlım sen içimde büyüttüğüm narin çiçeğimsin ve ben o çiçeğe canımdan öte bakacağım. Ömrüm bir gün bitecekse –ki elbet bitecek- sen ol yanı başımda ki ölüm geldiğinde kapıma Azrail’e teslim ettiğimde emaneti bir tebessüm kalsın cansız bedenimde. O tebessümün müsebbibi sensin bilesin.
Ey sevgili,

Biz seninle ayrı bedenlerde barınan ama aynı ruha sahip olan, aynı yüreği paylaşan iki sevdalıyız. Benim ruhum sende barınır ve sensin göğüs kafesimde beni yaşatan. 

(17/12/2011 tarihinde kaleme alınmıştır.)

AKIP GİDEN ZAMANSA DA

Akıp giden zamansa da başucumuzdan
Asıl giden yardır gönül bağından
Hoş gidenler dönmediler mi ki
Terk edip dönerler elbet gittikleri yeri
Bağban olacağı varsa da o gönül bağında
Yine sultan olurlar, yine kurulurlar gönül tahtına
Hey gidi zaman geç git artık ak akabildiğine
Bu hasret de sendendir bu zulüm, bu hüzün de
Geç ki gözüm açılana kadar henüz kapatmışken
Aracı ol sen sevdiğimle vuslatımda.
Geç be kör olasıca zaman geç git
Bekletme çok beni bu yangında
Serpmelik su lazım değildir zira
 Ancak sevgi şelalesi gerek bu Emrah’a
Sen ey sevgili gideceksin biliyorum
Döneceksin de geri bu da aklımdadır
Ama özleyeceğim be hem de çok
Hasret yangınım tutuşacak yine
Yine kendimle kalacağım
Yine bu mendebur ben kalacak
Bırakma çok beni bana
Malum ben bana iyi gelmem
Kendime söver şiirler yazarım ölmek üzerine
Ya da karalarım yazdıklarımı hep bir karanlıkla
Gidişin sessizce hissettirmeden olsun
Dönüşün dağları yerinden oynatsın
Kurumuş dereler aksın, akan çaylar coşsun
Gönlümdeki çöl gibi her yer mamur olsun
Yüreğim gibi her yer seninle dolsun
Bırak bu deliyi de gelişinle ayaklarına paspas
Gecene yıldız, kışına güneş olsun
Bırak Allah aşkına
Bırak da bu deliyi seninle ömrü ömür dolsun.

(Şubat 2013 tarihinde kaleme alınmış bir şiirim daha)

11 Şubat 2016 Perşembe

SİGARAMA

Vakit doldu tamamdır 
Ver ordan sigaramı 
Çakayım kibriti artık 
Çekeyim ciğerime dibine kadar 
Sadece gri bir yalnızlık.
Ver işte şu zıkkımı 
Bilsem ne olacak 
Yaşayamadığım hayatın sırrını 
Biraz daha yaşatacak 
Gönlümdeki umut hırsızını.
Etme! Beni bırak biraz 
Kendi halimde kalayım 
Kaşlar kalem, dudaklar kiraz 
Bir aşkın yasını tutayım
Öleyim işte az az.






(2 Haziran 2010 tarihinde Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Haydi Abbas" şiirine nazire olarak yazılmıştır.)