30 Mayıs 2016 Pazartesi

AZRA'YA*

"Yapacak hiçbir şey yok."***
                                        Samuel Beckett

(MONNA ROSA**M - 3)

بتول
Bu gökyüzü, bu deniz, bu yeşil
Sensiz kalışımla birlikte hakkıyla sefil
Şu kalem, şu kağıt, şu boğazımdaki düğüm
Yazdıkça daha karmaşık daha bir kördüğüm.


Ellerim, ellerin, gözlerim ve de gözlerin
Hiçbir söz anlatmaya yetmez anlamın derin
Huzurum, mutluluğum, sevincim ve de hüznüm
Hepsi sende kalmış hayat dolu kısmı ömrümün.

Teselli ararım dostların yalan sözlerinde
Ne anlam var içlerinde ne de bir çare
Yokluğun cehennemle eşdeğer hayatımda
Olmasa da olur artık yaşamda bir mana.

Üzüntümle başbaşa hüznümde demlenirim
Ben seninle ancak rüyalarımda visale ererim
Yalancı yolların boynuna artık bütün hasret
Bana senden uzak her yerin adıdır artık gurbet.

Lal-ü gevher gibidir saçının her teli
Sözlerindedir yakıcılığı dudaklarının ateşi
Yok başka çarem ancak senden beklerim
Ya yeniden sev beni, ya da artık öleyim.

(30 Mayıs 2016)

*Saf,temiz, el değmemiş
**Sezai Karakoç olmasa ben nasıl şiir yazacaktım acaba? Şiirinin ismini kullanıp duruyorum ama  yapacak bir şey yok tarzına ayak uyduruyorum. Denk gelirse bir gün bunlara nazire kabul etsin bu şair bozuntusunu da affetsin.
***Samuel Beckett'e de selam olsun her gün kullandığımız repliğin "Godot'yu Berlerken" oyununda olması manidar, ve şiire ilham.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder