2 Ekim 2016 Pazar

DAR'ÜL BELÂDAN DAR'ÜL BEKÂYA

Bir rüya görmüşüm şiddetli
Kürek kemiklerim arasında iki kurşun izi
Karnımda bir tanesi
Sol omzumu sıyırdı bir diğeri
Yine de beceremedi beni öldürmeyi
Önüne atladığım arabalar misali.

18 Eylül 2016 Pazar

KENDİMİ SEVMEDİĞİM DOĞRUDUR


"yaptıklarını affettim
........................
beni koyup koyup gitme
ne olursun."
Attila İlhan

Sana kendini sev diyorlar değil mi? Sen daha kendini sevmezken başkasının sevmesini nasıl bekliyorsun değil mi? Hak veriyorsun da aslında; ama yapamıyorsun. Her ne kadar dünyaya bir daha gelsen aynı kişi olmaya seçerim desen de kendinden nefret ettiğin kadar kimseden nefret etmedin bu zamana kadar. Boşver sevme zaten hazır benliğin de yitip gitmişken. En iyisi bırak sevilmeyi beklemeyi de. Seni bu durumlara düşüren utansın. Seni sende kaybeden utansın boşver. Evlen bul birini sevmen şart değil. Çocuğun da olur onunla eğleşirsin işte. Ne bekliyordun ki zaten? Seni ölene kadar seveceğini mi? Ayrı dünyaların insanıydınız zaten. Seni küçümsemesi şaşılacak bir durum değil ki. Ortalama bir insansın hatta altında bile sayılırsın. Nerden geldiğin de belli nereye gideceğinin önemi var mı? Aşkla bir evlilik beklemek senin için hayalden öte bir şey değil zaten. Hayal kurmaktan da vazgeç gönlüm bırak. Bıkmadın mı artık kurduğun hayallerin enkazının altında kalmaktan. Pişman olur diye de bekleme gönlüm sensiz daha mutlu, daha huzurlu. Hem sevmiyorum seni de demedi mi? Olmuyor işte zorlama gönlüm. Sen acı çekmeye ve her daim mutsuz olmaya mahkumsun. Varlığın bile yalandı zaten yokluğun sanıyor musun ki ona dokunsun.


9 Eylül 2016 Cuma

AHMET ARİF

"Sabah gözlerimi sana açarım.

Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade başdönmesini bulurum.

Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. Aklıma gelmezki seni usandırır, sana gına getiririm. Sana dert, sana ağırlık sana sıkıntı olurum. Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş... hepsi. En çok da en ilk de Leylâsın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum. Üşüyorum kapama gözlerini..."

"Sevilmek iyi edermiş insanı. Ben hiç mi sevilmedim?" Leyla ERBİL

Üstte yazan alıntı Ahmet Arif'in Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan. Altında da Leyla Erbil'in söylediği bir söz. İnsan düşününce şunu anlıyor salt sevilmek değil de sevdiği tarafından sevilmek önemli yoksa Ahmet Arif'in Leyla Erbil'i sevdiği kadar kimse sevmemiştir herhalde. Ama buna rağmen Leyla hanım sevilmediğini düşünecek kadar bu hisse uzak, çünkü Ahmet Arif'i ancak bir dost olarak sevebilir. 
İnsanlar ne kadar tuhaf, senin için şiirler dizen bir adamın sevgisini yok sayıp sevilmediğini iddia edecek kadar cüretkâr, tamahkâr.
Bence Leyla hanım ilgi budalasıydı, evlenmesine rağmen kendine mektup yazılmasına izin verdiğine ve cevap yazdığına göre. 

4 Eylül 2016 Pazar

UTANSIN

"Ama hala çok güzel
Hakkında konuşmak senin."
Y. Erdoğan

Söz senin, yol senin o misafir ancak
Yalanlar söyleyen dudak utansın.
Göz senin, his senin o elbet anlayacak
 Sana kapanmayan kirpik utansın.

26 Ağustos 2016 Cuma

AKLIMDAN ZORUM VAR ANLATAYIM DEDİM

"Bakma böyle hüzünlü şeyler yazdığıma. Çok gülerim ve kimse yalan olduğunu anlamaz. "
C. Süreya 

Beğen günahlarımdan bir tane günah
Hak ettirecek bir tanesi olsun

25 Ağustos 2016 Perşembe

SİYAH GELİNLİK



Siyah bir gelinlik giymelisin düğününde
Benim için böyle bir matem gününde

ŞEVK-İ SEVDA

"Ki ben sakal bırakmayı sevdiğim halde, hatta ömrüm boyunca sakal bırakamayağımı bildiğim halde sırf sen rahatsız oluyorsun diye keserdim. Bunu da böyle bil istedim."

Hep ölesiye bir hevesle sevdik
Sevilmek şevkine erişemedik.

10 Ağustos 2016 Çarşamba

AKROSTİŞVARİ ANAGRAM - VEL HASILI KELAM

Halim ortada, ahvalimi hiç sorma, halet-i ruhiyem âyan
Akrostişvari anagram işte bu vel hasılı kelâm
Resme lüzum yok besbelli tahayyül ettiğim yâran
Emir telakki ederim çıkan her sözü dudaklarından
Merdüm-ü dideme elbet yoktur ondan başka can.

8 Ağustos 2016 Pazartesi

PAYIMA UNUT DÜŞTÜ

"Hem gidenedir bu şiir hem gelecek olana
O da biraz oyalanıp gider nasılsa."
Y. Erdoğan


"Gözlerinde bir ben vardı ben sana değil ona kandım. Kendimi sende buldum sandım. O da beni kaybetmekten korkuyor, demek ki benim gibi hiç sevilmemiş dedim. Ben sende kendimi bulmuştum şimdi kaybettim. Madem biz olamadık, verdiğin umutlar ve sözlerle açık olsun yolun ve yolum. Bırak da sende barınmaya devam etsin ruhum."

28 Haziran 2016 Salı

AFRA'YA MEKTUPLAR


"Gitme diye yalan bile söylerim
Yerini söylerim ne saklamışsam kal diye."
Y. Erdoğan

İnsanın en çok kendine ettiği beddualar tutuyormuş Afra. "Allah beni kahretsin" dedim hep bak ne hallerdeyim. O zaman her günümde duam sensin "Allah beni sana kavuştursun!" koşarak gel bana Afra. " Allah seni de ıslah etsin, kötülüklerden muhafaza etsin günahlardan uzak eylesin" Budur sana duam. Afra özlemin diğer adısın. Özledim çok bekletme beni.

Keşke uykularımı feda ettirecek kadar sevdirmeseydin kendini. Ağrıyan başımın bile sebebi senken beni sensiz bırakma ne olur. Dön gel gittiğin çıkmazdan Afra yoksa ben beni de kaybedeceğim. Afra yokluğun cehennem kuyusu o kuyuda yangınlardayım, ayın 14 gibi gel serinlesin sana hasret geçen gecelerim.
 

25 Haziran 2016 Cumartesi

AH ŞU FİLMLER VE ŞU ŞARKILAR OLMASA



Ah bu şarkıların gözü kör olsun eşliğinde geçen geceler
Bir kızıl goncaya dizilen sayısız methiyeler
Unutturamaz seni hiçbir şeyin sözleriyle
Birbirine tokuşturulmuş anason kokulu kadehler
Bir Sadri Alışık filminde geçiyordu sözleri
Ben seni unutmak için sevmedimler.

24 Haziran 2016 Cuma

A-R-S-İ- 6



Bitti o şiir
Başka mısra gerekmez.
                                               Abdurrahman Cahit Zarifoğlu

 

Bildim bilmeyesice aklımla, seni kendim bildim
Ezber ettim her anımda ismini hece hece
Tek gerçek doğrumdun benim, yine sende yitirdim
Üzerime çöktü her gece zihnimdeki girift bilmece
Şarkılar bile yetmedi dindirmeye içimdeki acımı
Üfledin kül oldum savruldum sokaklarda ince ince
Masumiyetini kaybetti aşk ve ben artık bir hiçtim.

31 Mayıs 2016 Salı

BEHREM'E*

"Bir sebebe ihtiyaç duyan tüm sevmelerin hakikatinden şüphe duyarım."
                                                                                              Başak Buğday, Ihlamur Günlükleri
"İnsan sevmekten de yorulur."
                                        Caner Yaman

(MONNA ROSA**'M - 4)

بتول
Bu aşkın derdinden, gamından sıkıldım artık
Anılarımın keşmekeşinde zihnim darmadağınık
Seni beklemek artık umut değil tamamen delilik
Dönme artık geri, biz bende de bittik.

30 Mayıs 2016 Pazartesi

AZRA'YA*

"Yapacak hiçbir şey yok."***
                                        Samuel Beckett

(MONNA ROSA**M - 3)

بتول
Bu gökyüzü, bu deniz, bu yeşil
Sensiz kalışımla birlikte hakkıyla sefil
Şu kalem, şu kağıt, şu boğazımdaki düğüm
Yazdıkça daha karmaşık daha bir kördüğüm.

27 Mayıs 2016 Cuma

SENİ GÖRDÜM RÜYAMDA (VERİLMEDİK SÖZ YOK)

Verilmedik, söylenmedik söz yok sende
Tutmamış olsan da ancak aşk olsun sana
Umudum yok artık senden yana nasılsa
Eskidim artık, saçımda ak ile, gözümde yaş ile.


(6 Mart 2016)


24 Mayıs 2016 Salı

SEVDAM BAKİDİR

"Kabullenmedim, hüznümü dinlendiriyorum."
                                                                  Tunç İlkman


Yaralar derin, izler bakidir
Gönül mahzun ve bir o kadar yorgun
Yaşananlar ayniyle vakidir
Ömür bitmeye, yürek sevmeye meftun
Mecnun'luk var içimde hanidir.


(20 Nisan 2016)

AFRA'YA***

بتول


"Bu hallerim vaziyet değil, vasiyettir."
                                                            Tunç İlkman


(MONNA ROSA**'M - 1)
Böyle olmamalıydım aslında ben
Halbuki biliyor gibiydim sonumu
Öyle saf, tertemiz karşımdayken sen
Bulacağımı sandım bir olur yolunu.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

A-R-S-İ- 5

"Çok ayrılık içtim ben, kalbim güzel hani."
                                                                Özdemir Asaf

بتول
Ben ki aşk yolunda deli divane
En dipsiz kuyuların karanlık çıkmazıyım
Tüm dünya karşımda dursa, engellese
Ümidimi kırdırmam, dayanırım
Şu aciz bedenim toprağa gömülse
Üstümde durur beni korur sevgi zırhım
Muradıma ermek için feda olsun başım.

(01 Mayıs 2016)

1 Mayıs 2016 Pazar

DESTAN-I AŞK

"Bekle geleceğim dedi gitti
Ben beklemedim o da gelmedi
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi"
                                       Özdemir Asaf

Bir gün gelip bana soracaksın
"Beni sevdiğini herkese söyledin mi?" diye
Ben de:" Bir ben bilmiyorum seni sevdiğimi
Bir ben bilmiyorum derdinden öleceğimi."
Diyeceğim sana.

24 Nisan 2016 Pazar

BİR SEVDİĞİM VARDI

".Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir."
                                                 Attila İlhan

Bir sevdiğim vardı
Önceki aşklarımı unutturup
Kendine has bir aşk yaratan
Bir sevdiğim vardı

21 Nisan 2016 Perşembe

SEYİR DEFTERİME NOTLAR - SEVİYORUM MERKEZ!

Seviyordum onu herkese inat, neden ya da nasıl sevdiğimi bilmesem de hayata inat seviyordum onu. Taze bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin ağır ağır süzülüşünü ve toprağa düşmesini izler gibi seviyordum. Öylesine delice ve kaybetmekten her saniye korkarcasına. Taze açmış bir gül goncasında, bir gelincik al'ında ya da yağmur sonrası toprak kokusunda, her ne olursa her nerde olursa seviyor seviyordum. Her anımda onu düşünürdüm onu yaşatırdım yumruk kadar yüreğimde. Yokluğunda geçen her saniyem her dakikam çürürdü hasretin demir kelepçesinde. Onun yokluğuyla sınanmış ve yoğrulmuştu benliğim ve onun varlığında kendini bulmuştu ruhum.

Şimdi ise içimde delicesine kopmuş bir fırtınanın soğuk ve bir o kadar yakıcı esintisinde kayboluyor, yitip gidiyorum. 

Elveda ve de hoşça kal iki gözüm, atan yüreğim, tutan elim, ağrıyan dizim, derdime derman, gönlüme ferman, yüreğime gam yükü olanım, her şeyimde olan, hiçbir şeyim olup kaybolanım, elimden yitip giden, ömrümden öylece çekip gidenim ve gözümden de gönlümden de düşenim.

(yine ne zaman yazıldığı bulunamayan ama bugünkü eklemelerin orijinalinden fazla ve farklı olması sebebiyle bugünün tarihinin atılması daha münasip olacaktır diye düşünerekten iyi okumalar dilerim sevgili okuyucularım. 21 Nisan 2016)

DOKUNMAYIN YÂREME

Dokunmayın dedim dokumayın yarama,
Kanasın dursun kıyamete kadar
Yaramdan akan ve akacak her damla
Sevdama ve bana şahit olacaklar.

Ben giderim niceleri gelir elbet ardımdan
Ben ki Emrah'ım, yarimin sadık kuluyum
Kimseler geçmeyecek mezarımın yanından
Ben ancak sevda mahallesinde çıkmaz bir yolum.

(21 Şubat 2007)

SEYİR DEFTERİME NOTLAR - YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Bu yazıyı neden yazdığımı bilmiyorum. Geçmişte yazmış olduğum bir yazıyı harmanlayıp genişletme ihtiyacı hissettim sanırım. Bu aralar hayatım değişik bir raya girmiş durumda. Her nasılsa işlerim yolunda gitmeye başladı bu sıralar. Kendimle barıştım, kendimi yerin dibine sokmaktan vazgeçtim. Yalnızlığımla ben çok güzel bir ikili bile olduk diyebilirim. Şimdi yeni bir başlangıç zamanı.

17 Nisan 2016 Pazar

TESLİM OLUYORUM

"Mutluluk: Eğer zamanı geri alabilseydim, almazdım."
                                                                           Tunç İlkman

Tamam, teslim oluyorum
Ne isterseniz yapabilirsiniz
Şahsım canına pek ehemmiyet vermez

14 Nisan 2016 Perşembe

A-R-S-İ- 4

Ellerim titrerdi seni gördüğümde
Zemheride yanardım sevginden
Gül dudaklarından çıkan iki hece
İlelebet düşmeyecek dilimden.

(6 Temmuz 2006)

YAŞLI BİR HATIRA

"Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta."
                                                                      Y. Kemal Beyatlı

Ne çok geçti zaman
Görüşmeyeli aradan
Şimdi yaşlanmış huysuzlaşmışsındır
Bense bildiğin gibi işte
Anlamışsındır.

13 Nisan 2016 Çarşamba

YAZDIĞIM İLK ŞİİR DENEMESİ

Ben uçarı gönüllüyüm
Her güzele vurulurum
Korkarım seni de unuturum.

(Kasım 2004 tarihinde yazdığım ilk şiir denemem çok bir garip oldum ilk göz ağrımı görünce.)

KENDİME MEZAR TAŞI YAZISINDAN SEÇMELER - 7

Yaş kalmayınca gözden akıtacak
Gönüldeki ateş diner yavaşça
Kalp bile kalmaz artık atacak
Ruh uçup, beden çürüyüp kalınca.

(*)

YİNE

Kapattım gözlerimi denize karşı
Seni yad ettim yine
Hatırlayıp ağladım o bakışı
Dert şarabını içtim yine.

8 Nisan 2016 Cuma

DENİZLİ

Denizi yok havası bambaşka
Orada müptela oldum aşka
Ben orada olmuşum deli
Benim gönül başkentim Denizli.

(3 Nisan 2010 tarihinde yazılmıştır. Hem Denizli'ye hem de İstanbul'a şiir yazdığım halde bende bambaşka bir yeri olan Ankara'ya yazacak bir şey bulamadım. Ben de bambaşkasın Ankara!)

6 Nisan 2016 Çarşamba

YAŞ GÜNÜMDE

Dünyaya geldik bilmedi kimse
Giderken de bırakacaklar öylece
Çürüyecek bedenim bir yerlerde
Yine böyle bir yaş günümde.

3 Nisan 2016 Pazar

İSTANBUL

Kaldırımlarında adım adım
Arkama bakmadan yürüdüğüm
Düştükçe gönlüme dalar aklım
Boğazıma oturur bir düğüm.

(Ne zaman yazıldığını not etmesem de uzun bir şiirin beğenilen bir dörtlüğüdür. Üsküdar Belediyesi'nin vakti zamanında düzenlediği İstanbul ile ilgili bir şiir yarışmasına gönderilemk üzere karalandığı bilinmektedir. Ama gönderilmemiştir.)

GÜZELİM

Güzelim
Güzelliğin surete bürünmüş hali
Güzellik nasıl sûret bulmuşsa sende
İşte o kadar kifayetsiz kalır
Dimağımda saklı her kelime.

---------------------------
Alem bilmese de olur
Gönlümdekini
Bilen bilir nasılsa
Bendeki kıymetini.

(29 Nisan 2014 tarihinde yazılmıştır.)

YALNIZLIĞIMLA ISLANDIM YİNE

Yalnızlığımla ıslandım yine
Durduk yere.
Absürd bir şey yaşadığım.
Anneme salep yaptım bunu yazarken
Ne kadar ironik.
Annem bilmiyor salebin tadını
Güzelmiş dedi.
Üzüldüm.
Annem pizzanın tadını 45'inde öğrendi
Salebin de öyle
Ne garip.

Yalnızlığım ısladı yine beni
Korkularımın tam ortasında hem de
Şimdilik bitirmeli.

(4 Nisan 2014 tarihinde yazarken yazmış bulundum.)

EN SEVDİĞİN MEVSİME

"Senin ismin bir aya verilmeliydi ilkbahara ait."
                                                                   Tunç İlkman

İçinde güneşlerden bir pınar
Önce gözlerine gelirdi bahar.

(23 Nisan 2013 tarihinde yazılmıştır.)

NE GÜZELSİN SEN ÖYLE

Ne güzelsin sen öyle
Sonumda olanım
Alnıma yazım
Korkum, korkaklığım
Ve en içten cesaretim
Sen ne güzelsin öyle
Layık mıyım
Senin bu muhteşem güzelliğine?

(01 Nisan 2013 tarihinde yazılmıştır.)

28 Mart 2016 Pazartesi

MEZAR TAŞI

Gün gelir silinir adım benim de
Ölüm benim de kapıma dayanır
Dostlarım peşim sıra gelir kabrime
Adım bayramdan bayrama anılır

DOKUNMASIN

Git o ruhsuz dünyaya
Ben yaşarım kendi ruhumla
Git, bakma arkana

TERK EDİP GİDİŞİNE

Çok özlemiştim halbuki ben onu.Sonunda kavuştum. Neden içinde olur olmaz duygular barındırıyor ki? Neden hep negatif olmak zorunda ki. Ona değer verdiğimi her fırsatta dile getirmeme rağmen, telefonda bu değeri göstermediğimi nasıl hissedebiliyor? Her konuşmamızda onu özlediğimi kavuşunca neler yapacağımı anlatmama rağmen soğuk olduğumu, yanında olduğum gibi davranmadığımı da nereden çıkarıyor? Neden benden  sıkılıp bıkacağından korkuyor. Ben onun beni terk etmesinden korkarken bana böyle bir şey olmayacağını söylerken yalan mı söyledi bana? Yine de ondan vazgeçmek bende olmayan bir duygu. O gitmek istemedikçe ben bırakmayacağım ama gitmek isterse önüne set olmam.

(17 Eylül 2012 tarihinde kaleme alınmış bir iç geçirmedir.)

26 Mart 2016 Cumartesi

YANSIZ

Bütün sevdalar yansızdır
Bütün sevdalar imkansız.

(Aşk içinde verilen bütün sözler unutulur, gidenler bütün sözlerini unutarak seni yıka yıka giderler. Verilmedik söylenmedik söz yok tutabilene aşk olsun.)

GÜL-BÜLBÜL

Bülbül aşık olmuş bir güle
Yoluna düşmüş kah ağlaya kah güle
Ötmüş de her gün başucunda gülün
Vuslatı geçmiş şahit olmamış gülün güldüğünün.

Ey bülbül kolay mı sandın sevmek
Zordur elbet aşkın üstesinden gelmek
Her gün bir azaptır atılır gönlüne düğüm
Kolay değildir elbet meftunu olmak bir gülün.

(7 Mart 2010 tarihinde yazılmıştır.)

ÖYLE BİR AN

Öyle bir an olmalı ki elimde
Sana dair sözler biriktirebileyim
Öyle bir an olmalı ki bende
Gizlim kalmasın sana karşı heybemde
Sen öylesine saf ve temizken
Ben de temizleneyim zaman varken
Sen öylesine bakarken gözlerime derinden
Sana seni anlatacak söz dökülmez dilimden
Özlemin midir beni böyle divane eden
Yoksa aşkım yeter mi buna
Sözlerin mi beni alıp alıp götüren
Yoksa gözlerinde okuduklarım kafi mi buna
Öyle bir zaman olmalı ki ey sevgili
Öyle kaygısız sevmeliyim seni
Öyle bir an gelmeli ki bir gün
Etrafı aydınlatmalı o tertemiz gülüşün.

(12 Aralık 2012 tarihinde yine bir ders saatinde sıkıntıdan karalanan bir şiirimsi daha.)

MADEM Kİ

Madem ki gün gelince gideceğiz bu dünyadan
Öyleyse senle geçsin ömrümden geriye kalan
Bırak tasayı, derdi, gamı bir yana
Sadece duralım ve yaşayalım yan yana
Demek ki anlamı yaşamın mutlu olmak
Nedendir her şeyi kafaya takıp ağlamak
Ey sevgili gel bırak ne varsa geçmişte
Gelecek bizimdir tut elimden erelim saadete
Canımın canı efendim gel etme bana
Cefan da sefan da nimettir senden bu kula.

(12 Aralık 2012 tarihinde dersten sıkılan şair bozuntusunun karalamasıdır.)

21 Mart 2016 Pazartesi

ÇELİŞKİ

Geldi geçti bir hayaldi gözümüzde canlanan
Boşunaymış her gece uğruna verilen binlerce can
Bir hevesti gönlümün sahilinden lodos gibi geçti
Her nefes alış verişim bitirdi içimdeki sevgiyi.

Ne hayaldi ne gelip geçici bir heves içimdeki 
Bir kuru sevdaydı ve ölesiye bir sevgi
Her sigara dumanıyla havaya verdim zehrini
Her fani kul tatsın ve çeksin çilesini.

(4 mart 2009 tarihinde yazılmış çelişki içeren bir şiirdir Sezen Aksu'nun gitme şarkısı gibi. Öyle işte bu kadar olsun bunun açıklaması da.)

17 Mart 2016 Perşembe

YOR, KIR, KANAT, SINA

Yor beni kır kanat benliğimi
Senden gelecekse gelsin ne varsa
Kötü namına keder namına
Yokuşlarda sına beni, çölde susuz bırak
Bırak bakalım isyan edecek miyim?
Bırak bakalım bir gün bıkıp
Yeter ulan diyecek miyim?

11 Mart 2016 Cuma

SEVDA ÜZERİNE

Herkes bir sevdaya bedellenmiştir ve herkes bir dilek dilemiştir aşka ve sevdaya dair. İnsan sevdi mi gözü görmez olur kimseyi onun için artık sevdiği vardır ve sadece o yaşar dünyasında haddinden fazla sevgi besler ona bilmez ki bir gün hiçbir şey yokken gideceğini. Sevmek yürek ister seven sevilmeyecek ki daha çok sevsin yanacak ki pişsin sev karşılık bekleme.

Ne sevdalardan dem vurulur ne canlardan vazgeçilir ama biri çıkar ki sana bin can verdirir çıkmaya çıkar ama yanaşmaz bazen sana. Her gece ömründen ömür gider her gece uykuların kör karanlıklara teslim olur da bir sevgi tebessümü fazla gelir ona ne seversin ne sevmezsin ne vazgeçersin ne de boş verirsin sadece yandığınla kalırsın.

Geç gülüm sevda sokağı taşındı buradan
Aya merdiven kur belki görürsün oradan.

(12 Haziran 2008 tarihinde yazılmış bir yazıdır.)

AŞK ÜZERİNE

Seveceksin aşk denen ateşte pişeceksin
Gideceksin elbet sevmeye küseceksin.

Geceler uzun mu uzun
Geçmez boğulmadan dumana
Aşk öyle bir şey ki sürmez uzun
Sevginin karşılığı olunca.

(12 Mart 2007 tarihli birşiir denemesi daha.)

"SENİ SEVİYORUM" DEMEYECEĞİM

‘’Seni seviyorum’’ demeyeceğim artık
Artık ne seni düşüneceğim
Ne de hayaller kuracağım
Sana dair
Sadece ben kalacağım
Bir de yüreğim kalacak
Terk edilmiş yalnızlıkların uçurumunda
Oturup ayaklarımı sallayacağım ölüme
Ve ben artık ‘’ seni seviyorum’’ demeyeceğim
‘’Seni seviyorum’’ demeyeceğim
Kör karanlıkların bağrına koşarken
Adını kullanmayacağım artık
Her bir ‘’of’’un ardından
Sessiz bir gecede, yıldızların yoldaşlığında
Ardıma bakmadan gideceğim
Ve ben artık ‘’seni seviyorum’’ demeyeceğim
Seni ……………..

(30 Nisan 2007 tarihinde yazılmış bir şiirimsi daha.)

BEN ÖLÜYORUM DEMEKTİR

Gözyaşların tane tane düşerken gözünden
Toprak incinir ben incinirim
Korkarım hep sessiz yürüyüşünden
Sessiz yürüyüşün ölümdür ben bilirim

Her adımın sessizse eğer
Ben gidiyorum demektir
Bak nasıl da yavaş geçer
Sensiz kaldığım geceler

Bir damla da ben olsam
İnci tanesi gözlerinde
Ben de düşsem toprağa yok olsam
Bir zakkum biter yeryüzünde

Sevgili her anın heyecanı
Hiç değişmedi yıllardır aynı
Beni senden kara gözlerin ayırdı
Ağladığında düştüğüm yer topraktı

Aheste adımlarındır yüreğimi yakan
Her adımın bir yok oluş gelir
Son vapurdur limandan kalkan
Ben artık ölüyorum demektir.

(22 Mart 2007 tarihinde yazılmış bir şiirimsi daha.)

BİR CILIZ OĞLAN

"Çöp gibi bir oğlan ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce."
                                            Attila İlhan

‘’Bir cılız oğlan sevmişti beni’’ de
‘’Fakat ben başkasını…’’
Bir gün sorarlar da ‘’pişman mısın?’’ derlerse
Sakın ha pişmanım deme
Olur da pişmanlık duyarsan
Ağlamaya kalkma sakın
Gerçi pişman olmazsın ya olsun
‘’Bir cılız oğlan’’ de benim için
Adım önemsizmiş gibi davran
‘’Neydi adı?’’ diye düşünme
Sen yine de ‘’bir cılız oğlan’’ de
‘’Bir cılız oğlan sevmişti beni’’ de
Sevilmek güzeldir aklında bulunsun
Cılız mılız biri sevmiş ya…
‘’ bir cılız oğlancık’’ de ara sıra
Hani sorarlarsa ’’sevildin mi’’ diye
Belki başkasının adını söylersin
Olsun ama ara da sıra da
‘’Bir cılız oğlan’’ de
Ben o zaman yanına gelirim
Belki de seni yine isterim
Sen varmaya razı olmazsan
Başım önde geldiğim gibi giderim.

(17 Şubat 2006 tarihinde yazılmıştır. Oldum olası bedenimin zayıflığı başkalarına da bana da dert olmuştur. Alamadığım kiloların müsebbibi olmadığım bilinsin isterim. Yapısal bir şeyi maalesef sonradan çok fazla değiştiremiyorsunuz bu da böyle biline diyerekten bu notu da bitiriyorum.)

BİR OTOBÜS ŞİİRİ

Bir geçmişin izi kalsın
Alnımın ortasında
Şakaklarımda adın atsın.
Her an salyangozdur
Geçmez hiçbir saniye
Saatler uzar yollarda
Senden uzak diyarlarda
Aslında bir adın kalmalı
Geçmişten bana tek hatıra.
Her ne olursa olsun
Yaşanmış ne varsa geride
Hiçbir şey kalmasın aklında
Bırak her şey akışında gitsin
Sen sadece bakmakla yetinmelisin
Ve hiç düşünme
Ne olmuş ne olacak diye
Zaten kader oyununu oynayacak
Sen istesen de istemesen de
Neyse ki kolay senin için her şey
Unutursun bir-iki güne
Lakin ben unutmam
Unutup geçse de zaman bile
Ben unutmam unutamam
Hiçbir şey olmamış gibi yapamam
Bilirsin deliyimdir
Bazen bir gülüşe vurulurum
Ama bir “ben” uğruna dünyayı yakamam
Bilirsin sevmem ben beni
Seven hiç olmadı zaten beni
Deliyimdir ben bilirsin
Aslında bildiğini sanırsın ama bilmezsin
Her gece uykusuz kalışımdan bihabersin
Ama ben duyarım uzaklardan her şeyi
Aklımı bir aşka mahkûm etmişim
Bir ucubeyim yeryüzünde
Şimdi aklım tahliye oldu
Lakin bu sefer kalbim mahkûm
Sensizliğin yok oluşunda
Bilmiyorum ne zaman biter
Bu deli fırtına
Ne zaman gelir bahar
Ama artık biliyorum
Her gece karanlıktır fakat yerini
Aydınlık bir sabaha bırakır.

(Bu şiirimsi manzum yazının yazılma tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ama bir bayram arefesinde memlekete giderken vakit ikindiye dayanmışken yazıldığı not edilmiş yazıldığı not kağıdının köşesine.)

A-R-S-İ- 3

Ey yirmi dört baharımın tek gülü
Ben seni severek çürüttüm ömrümü
Rüzgarların şarkısıyla serpildi büyüdü
Uğruna kanımı akıttığım o kan gülü.


(18 Kasım 2007 yılında yazılmış yine yazılma düzeni sebebiyle biraz uğraştırmış bir şiirimsidir.)

KADERİM

Aslına varamamış kerem edip
Hep ölmek gerek deyip
Yaşamamış dünyada neşelenip.
Hadi dediğinde bu sefer olacak
Her kalkışında itilip
Kalktığı yere tekrar oturacak.

(24 Mart 2010 tarihinde yazılan bu şiirin başlangıcı bu değil aslında. Şiirin başlangıcı Mart 19 dedi/ bir sefil dünyaya geldi şeklinde olup saçma görüldüğü için çıkarılmıştır.)

SAKLI GÜNAH

“ölüm gelince kapıma
Aldırış etmem
Ölsem de tek başıma
Dosta sitem etmem.”
Her gün beklenen ecel
Göründüğü zaman gözüme
Bakmadan bugünden geriye
Verilecek artık gereken bedel.
Bir sala okunacak o gün
Diyeceğim “işte kutlu gün bugün!”
Adımı söyleyecek hoca efendi
“bir sefil dünyadan geçti.”
Haydi yolculuk vakti tamam
Kaldırın beni artık kalmam.
Mezarda melekler deyince “Emrah”
Kalmayacak artık hiçbir saklı günah!

(1 Nisan 2010 tarihinde yazılmıştır.Bir ara artık ne kadar daralmışsam yazdığım her şey ölümden bahsediyor. O zaman ne oldu da böyle şeyler yazdım hiç hatırlamıyorum ama iyi bunalımdaymışım. Cahit Sıtkı bile bu kadar yazmamıştır herhalde.)

BAŞTAN AYAĞA HÜZÜN

Son günlerde taktım kafama
Ölüm denen sonsuz nesneyi
Hayal edemiyorum Azrail’i
Öylece gideceğim mezara.

Herhalde gelince ecelim
Öylece yığılacak bedenim
Öder giderim sevdalarıma
Borç namına üstüme ne kaldıysa.

Helal etsinler haklarını
Eğer bir anlık üzdüysem onları
Ben onlardan da çok üzüldüm
Olsun ben zaten baştan sona hep hüzündüm.

(30 mart 2010 tarihinde yazılmıştır. Bakmayın her şiirde her yazıda ölümden dem vurulduğuna Cahit Sıtkı'ya koyduğum hastalık sebebiyledir ki hastalığımız korkudur ölümden. Seneler evvel dediğin bir söz var "Ölümden en çok bahsedenler ondan en çok korkanlardır.")

DÜNYA

Dünya bir oyun sahnesi ise eğer
Hayat bir tiyatrodur elbet
İnsan da oyuncudur bu sahnede
Tanrı da yönetmen olsa gerek.
Bu yönetmen biraz farklıdır
Kızar biraz, cezalandırır insanı
Söylemez ama insana nasıl oynayacağını.
Herkes doğaçlama yaşar hayatını
İşte bundandır cennetle cehennemin olmaklığı
Ve günü gelince oyun biter
Herkes sahneden çekilir gider.

(Nisan 2010 tarihinde yazılmıştır. Sanırım Kenan Işık'ın sunduğu bir programın başlangıcında söylediği sözdür "dünya bir oyun sahnesidir" bu söz olsa gerek ilham kaynağı.)

A-R-S-İ- 2

بتول

Ben ki sadece sana divaneyim
Elem değil senle bulduğum
Takatimsin sensin tutan elim
Ülfet-i canımsın huzur bulduğum
Lâlezarımsın gönlümde kurduğum.

Bakma yüzüme öyle durgun ve vurgun
Elbet göğsümde çırpınan şu yürek kuşum
Tek sana aşina, tek sana meftun
Üstümde senden kalan bir tek kokun
Lütfundur saçıma, tenime her dokunuşun.

(Kasım 2011 yılında yazması pek de kolay olmayan bir tarz olduğu için uzun uzadıya düşünülerek yazılmıştır.)

10 Mart 2016 Perşembe

UYKULARDA SEVMEK

Bir güne uyanalım seninle
Ne keder olsun ne de yağmur
Bir geceye uyuyalım ki
Öyle olsun uyanışı.
Öyleyse sevgili
Bir geceye uyumalı seninle
Huzur dolu, ve bir  o kadar
Muhteşem.
Hadi öyleyse sokul yanıma
Koy başını göğsüme
Sessiz iniş kalkışını dinle
Atan kalbimin nefesini de.
Uyu öylece
Ben uyumasam da olur
Yani ki şöyle diyeyim
Ben seninle zaten uykudayım
Nasıl düştüğümü bilmesem de
Şu sevi derdine
-ki çok da umrumda değil
Yamacımda sen oldukça-
Zira sen varsın gecede
Güneşte yıldızda ayda
Yani ki sen aydınlatırsın beni
Günüm günündür
İyiyse iyi
Kötüyse kötü
Hastaysan ben de hasta sayılırım
Yorgunsan ben de yorgun olurum
Sevgili sen çünkü aynamsın benim
Ben neysem osundur sen
Yani ki aynıyız senle be güzelim
Aynıyız da farklıyız sanki
Sen gülersin ağladıktan sonra
Ben hüzünlü kalırım sen ağladığında
Zira güzellik, aklım sana hep takıntılı
Gözündeki yaş da takılır aklıma
Dilindeki söz de
Neyse be güzellik
Benden bu kadar olsun
Daha çok söz olacak elbet
Seni sana anlatmaya
Ama yeter bu gecelik
Uyumak gerek
Uzaktasın ya hani
Rüyada seni görmek gerek
Seni görüp de hasretimizi
Az da olsa avutmak gerek
Yani ki cancazım
Seni uykularda sevip okşamak
Öpmek gerek.

(Mart 2013 tarihinde kaleme deymiştir.)

A-R-S-İ- 1

بتول

Ben ki sana öylesine deli divane
Ellerim ki öylesine teslim sana emrine amade
Tenindir yakıp kül eden beni
Ümidimin, yarınlarımın güzel perisi
Lütfet kurtarma beni kalayım böyle virane…
Bak ki akşam güneşi guruba gark oluyor
Elem sen ve benden hep uzakta
Tüm kalpler sayende sevginle aydınlanıyor
Üstümüze yıldızlar yorgan olmakta
Lazım değildir kimse gönül bağlı sana.
Bir ben sanırdım sevdaya meyilli
Eğer ki sen de öyleymişsin
Tertemiz ve saf bir sevgili
Ümitlerde değil dibimdeymişsin
Lalezarımın en güzel çiçeğiymişsin.


(Şubat 2012'de kağıda düşmüştür.)

9 Mart 2016 Çarşamba

KENDİME MEZAR TAŞI YAZISINDAN SEÇMELER-2

Sen de gireceksin toprağın kara bağrına
Üç-beş sevdiğin yürüyecek ardın sıra
Şöyle geçecek mahkeme kayıtlarında:
"Tayfun'dan olma Fatma'dan doğma
Ömrün bitti Emrah haydi uğurlar ola!"

-------------------------------------------------

Beş para etmez şiirlerin
Beş para etmez şairiyim
Ölümüm dünyayı titretmez yerinden
Senin için herkes gibi sıradan biriyim.

------------------------------------------------------

Bir ömürdü aşksız geçen
Seven var da nerde sevilen
Aşk boş işmiş fazladanmış hayata
Ben zaten fazlalığım bu dünyada.

(Ne zaman yazdığımı not etmemiş olsam da 2006 ile 2011 yılları arasında bir tarihte yazılmıştır. Son alınan bilgilere göre 19 Mart 2010 tarihinde yazıldığı tespit edilmiştir.)

22 Şubat 2016 Pazartesi

ÇAY İÇSEK YA BİZ

Karşılıklı oturup çay içsek ya biz ne gerek var yakıp yıkmaya.
Bi çay demleyenim bile yok yurdun kantini dışında
O da bayat çayları kakalıyor inadına.

(03/06/2013 tarihinde kaleme alınmıştır.)

'aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim.
küfürler saçıp etrafa,belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı.
yokluğuna alışmamalıyım..'
| Tarık Tufan

GEREK YOK GÖZÜNÜN GÖZÜME DEĞMESİNE

Gözünün gözüme değmesine gerek yok içimde fırtınanın kopması için. Sen bana seslensen adımı bile demesen yeter beni bende bitirmene. Bende kıyamet koparman o kadar kolay ki bir tebessümün bile kâfi ruhumun bu tenden uçmasına. Sen bana baksan hep –ki en büyük nimetimdir- ben de sana öyle dalsam serin bir denize girer gibi. Ben sende bütün geçmişimi bir kalemde sildim attım. Ne varsa geçmişte hatırlanmayacak kadar uzaktalar hep. Sen benim oldun ya bana yar dedin beni sevdin ya isterse bütün dünya yüklensin şu zayıf omuzlarıma Atlas bile gıpta eder bendeki bu gücü gördüğünde. O bile şaşar hiç şikâyet etmeden bu yükü omuzlamama. Sen benim ömrüme doğan bir güneş gibisin hiç batmayacak olan. Sen gecemin aydınlığısın ruhumu karanlıklardan kurtaran ışıksız bırakmayan. Sen bensin bana yeni bir ben kazandıran. Öyle ki sen ey sevgili göğüs kafesimin ortasında durmadan çarpansın. Her şey terk etse beni dostlarım, ailem, işim ve ömrüm boyunca değer verdiklerim sen bile terk etsen gitsen, yine de sen kalırsın benim başucumda hiç bıkmadan duran. Senin hayalin yeter seni yaşatmama –ki seni hayal etmek bile nimettir bu cılız oğlancığa-. Bir şarkı vardır bilir misin bilmem ben o şarkıyla seni yaşarım, o şarkıyla seni kendime, kendimi sana bağlarım: ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.
Ey varlığımın canlı kalmasını sağlayan, aldığım nefesim, atan yüreğim, kuru ekmeğim, tiryakisi olduğum sigaram, beni ölümsüz kılan ab-ı hayatım, gözümden akmayan yaşım, dilimden düşmeyen şarkım, yazmaktan bıkmayacağım son şiirim, narım, nurum, titreyen elim, ağrıyan dizim, vazgeçilmezim, her şeyimde var olan her şeyim sen bu ömürde var oldukça bil ki ben yaşamaktan bıkmayacağım ve bil ki ceylan gözlüm, ahu bakışlım sen içimde büyüttüğüm narin çiçeğimsin ve ben o çiçeğe canımdan öte bakacağım. Ömrüm bir gün bitecekse –ki elbet bitecek- sen ol yanı başımda ki ölüm geldiğinde kapıma Azrail’e teslim ettiğimde emaneti bir tebessüm kalsın cansız bedenimde. O tebessümün müsebbibi sensin bilesin.
Ey sevgili,

Biz seninle ayrı bedenlerde barınan ama aynı ruha sahip olan, aynı yüreği paylaşan iki sevdalıyız. Benim ruhum sende barınır ve sensin göğüs kafesimde beni yaşatan. 

(17/12/2011 tarihinde kaleme alınmıştır.)

AKIP GİDEN ZAMANSA DA

Akıp giden zamansa da başucumuzdan
Asıl giden yardır gönül bağından
Hoş gidenler dönmediler mi ki
Terk edip dönerler elbet gittikleri yeri
Bağban olacağı varsa da o gönül bağında
Yine sultan olurlar, yine kurulurlar gönül tahtına
Hey gidi zaman geç git artık ak akabildiğine
Bu hasret de sendendir bu zulüm, bu hüzün de
Geç ki gözüm açılana kadar henüz kapatmışken
Aracı ol sen sevdiğimle vuslatımda.
Geç be kör olasıca zaman geç git
Bekletme çok beni bu yangında
Serpmelik su lazım değildir zira
 Ancak sevgi şelalesi gerek bu Emrah’a
Sen ey sevgili gideceksin biliyorum
Döneceksin de geri bu da aklımdadır
Ama özleyeceğim be hem de çok
Hasret yangınım tutuşacak yine
Yine kendimle kalacağım
Yine bu mendebur ben kalacak
Bırakma çok beni bana
Malum ben bana iyi gelmem
Kendime söver şiirler yazarım ölmek üzerine
Ya da karalarım yazdıklarımı hep bir karanlıkla
Gidişin sessizce hissettirmeden olsun
Dönüşün dağları yerinden oynatsın
Kurumuş dereler aksın, akan çaylar coşsun
Gönlümdeki çöl gibi her yer mamur olsun
Yüreğim gibi her yer seninle dolsun
Bırak bu deliyi de gelişinle ayaklarına paspas
Gecene yıldız, kışına güneş olsun
Bırak Allah aşkına
Bırak da bu deliyi seninle ömrü ömür dolsun.

(Şubat 2013 tarihinde kaleme alınmış bir şiirim daha)

11 Şubat 2016 Perşembe

SİGARAMA

Vakit doldu tamamdır 
Ver ordan sigaramı 
Çakayım kibriti artık 
Çekeyim ciğerime dibine kadar 
Sadece gri bir yalnızlık.
Ver işte şu zıkkımı 
Bilsem ne olacak 
Yaşayamadığım hayatın sırrını 
Biraz daha yaşatacak 
Gönlümdeki umut hırsızını.
Etme! Beni bırak biraz 
Kendi halimde kalayım 
Kaşlar kalem, dudaklar kiraz 
Bir aşkın yasını tutayım
Öleyim işte az az.






(2 Haziran 2010 tarihinde Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Haydi Abbas" şiirine nazire olarak yazılmıştır.)